DOLAR 32,3918 0.21%
EURO 35,0848 -0.08%
ALTIN 2.325,350,27
BITCOIN %
Ankara
20°

PARÇALI AZ BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

77 okunma

Sezgin Tanrıkulu: Akıl olsa Dicle’nin kenarına çadır kent kurulur mu?

ABONE OL
22 Şubat 2023 15:00
0

BEĞENDİM

ABONE OL

DİYARBAKIR – CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Maraş’ta meydana gelen depremlerin ardından memleketi Diyarbakır’a geldi. Diyarbakır’da 7 binada yıkım olmuştu. Depremlerin şiddeti dehşete düşürdüğü için şehirde yaşayan insanlar günlerce evlerine girmemişti. İnsanlar çadırdan gıdaya kadar birçok yardıma muhtaç duruma düşmüşlerdi. Enkazlardan çıkan ölü sayısı her geçen gün artıyordu.

Sezgin Tanrıkulu bütün bu süreci hem partisinin il binasından hem de Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu ile irtibatta kalarak yakından izledi, depremzedelere bir araya gelerek yaşadıkları sorunlar hakkında bilgi aldı ve sorunların giderilebilmesi için çabaladı.

Parlamentoda bakanlara depremle ilgili en çok soru soran milletvekili olan Tanrıkulu ile depremden 15 gün sonra gözlemlediği eksiklikleri, hataları ve bundan sonra nelerin yapılabileceğini konuştuk.

‘SORUMLU ERDOĞAN’IN KENDİSİDİR’

Türkiye’nin fay hatları üzerinde bulunduğunu hatırlatan Tanrıkulu, “Biz bu coğrafyayı değiştiremeyiz. Ama olası maliyetlerini en aza indirebilirdik. Bu yapılmadı. Dolayısıyla siyaset bunun birinci derecede sorumlusudur. Yıkımlarda müteahhitlerden önce birinci derecede sorumlu olan siyasettir. Bunun sorumlusu, bir kez daha ifade ediyorum, Erdoğan’ın bizzat kendisidir. O işte, defter tutacağım, not alıyorum falan diyor, ama yurttaşlarımızın hafızası da onu not etti” diye konuştu.

‘ÇÖKEN DEVLET OLDU’

Hükümetin depreme hazırlıklı olmadığı ve depremden sonra hızlı davranarak can kaybının en aza indirme noktasında eksik kaldığı ileri sürüldü. Tanrıkulu da bu şikayetleri dile getirdi ve “Diyarbakır’da çöken 7 bina var. Yedi binanın enkazı on üç günde kaldırılamadı Gözümüzle gördük, insanlara ulaşılamadı. On üçüncü günde daha Galeria’da on bir kişi vardı. Yani bu insan sayısı otuz olsa ne olsa ya da elli olsa ne olacaktı. Yani çöken aslında devlet. Adalet ve Kalkınma Partisi, Sonuçta bütün kurumları çürüttü ve çökertti” dedi.

“Depremin etkili olduğu illerde valiler ile AFAD neden hızlı davranmadı?” şeklindeki soruya, “Öyle bir kapasiteleri yok. Öyle bir akılları yok. Öyle bir organizasyon yok” şeklinde cevap verdi.

‘YURTTAŞLAR YEREL SİYASETÇİ GÖRMEK İSTİYOR’

Şehrin kayyımla yönetildiğini hatırlatan Tanrıkulu, “Yurttaş seçilmiş siyasetçi görmek ister” diyerek şunları söyledi: –

“Yerel siyasetçi görmek ister. Hesap soracağın, bir şey talep edeceğin kimse yok sokakta. Yarattıkları algının tümü çöktü. ‘Devlet nerede?’ diyorlar. Devlet var Diyarbakır’da. Nasıl var? Zorbalıkta var. Zulümde var devlet. Ama yardım etmede, ulaşmada yok. Hem Diyarbakır’da yok hem bütün Türkiye’de yok. Hep söylüyorum, bu hükümetin başardığı bir şey var, o da zalimlikte, zulümde eşitlik. Bütün Türkiye’de bu eşitliği sağladılar. Sonuçta devletin on ilde de olmadığını gördük. Diyarbakır bizim açımızdan neden önemli? Her ilin belediyesi var, hesap sorabileceğin veya bir şey talep edebileceğin. Ancak Diyarbakır kayyımla yönetiliyor ve sokakta seçilmiş, hesap sorabileceğin bir meclis üyesi bile yok. Bunun nasıl berbat bir yönetim şekli olduğunu deprem nedeniyle bir kez daha gördük.”

‘BÜTÇEYİ TEK BİR ADAM YAPIYOR’

Diyarbakır Türkiye’nin en büyük on ilinden bir tanesi diye belirten Tanrıkulu, depremden sonra imarla ilgili birçok işin yapılacağını söyledi.
Tanrıkulu, “İmarla ilgili tek bir adam karar verdiğine dikkat çekerek, “İlçe belediyesinin imar komisyonu yok. Büyükşehir belediyesinin imar komisyonu yok. Tümü bir adamın imzasında. Bütçesini o yapıyor. Denetleyen kimse yok. Yani bütçe nereden geçer? Meclisten geçer. Meclis yok. Böyle bir yönetim anlayışı olur mu? O yüzden bir kez daha söylüyorum Adalet ve Kalkınma Partisi’ne: Bunun hesabını vereceksiniz. Bu böyle geçilecek bir mesele değil” ifadesini kullandı.

‘AK PARTİ MİLLETVEKİLLERİYLE TEMAS KURULMADI’

Depremlerden sonra AK Parti Diyarbakır Milletvekilleri enkazlara uğramaya niyetlendi ancak protesto ile karşılaştı. Protesto edilenler arasında Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da vardı. Bozdağ ve milletvekilleri deprem koordinasyonunu uzaktan takip etmek zorunda kaldılar.

Tanrıkulu, depremlerden sonra arama kurtarma çalışmalarının yanı sıra evlerine giremeyenler insanların sorunlarını çözmek üzere AK Parti yetkilileriyle bir temas kuramadıklarını söyledi. Tanrıkulu, “Adalet Bakanı’nı dışarıda göremedik, bir kere gördük, o zaman da Diyarbakır halkı kovalıyordu kendisini. Çünkü insanlar öfke duyuyorlar. Bizim de hiçbir biçimde temasımız olmadı. Ben bir kez ulaşmaya çalıştım, ulaşamadım. Sonra da ısrar etmedim. Sadece atanmış Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri ile partilerimizle birlikte görüştük. Bilgi aldık kendisinden.

‘AKIL OLSA DİCLE’NİN KENARINA ÇADIR KENT KURULMAZ’

Diyarbakır’da özveriyle çalışan kamu görevlilerine teşekkür eden Tanrıkulu, yapılan çalışmalarda organizasyon yokluğundan şikayet etti. “Mesela gerçekten bir akıl olsa Dicle’nin kenarına çadır kent kurulur mu?” diye soran Tanrıkulu şu ifadeleri kullandı:

“Yerel bir akıl olsa, buranın seçilmiş bir aklı olsa Dicle’nin kenarında çadır kurmayı aklının ucundan bile geçirmez. Bunu kimseye de sormadılar. Mimarlara, şehir plancılarına, inşaat mühendislerine de sormadılar. Çünkü bunlar itiraz ettiler. Diyarbakır’da daha güvenli, şehrin içerisinde, ulaşımı mümkün birçok alan var. Yanı başınızda işte eski şehir stadyumu var. Git oraya kur. Korunaklı, şehrin ortasında. Stadyumun yanında bir sürü kamu alanları var. Yerel bir akıl olsa oralara kurar çadırları. Yarın öbür gün yaz gelecek. Sinekten, kokudan geçilmez Dicle’nin kenarı. Güvenli de değil aynı zamanda yani. Siyaset ve seçilmiş siyasetçi işte bunun için önemli? Şimdiye kadar kaç tane kayyım geçti? Neredeler? Hiçbirisi yok. Hepsi Merkez Valisi oldu. Kimden hesap soracaksın? Soramazsın. Bu vali de yarın öbür gün gidecek. Ama hesabını soracağız bütün bunların. Bu hukuk dışılıklarının hesabını soracağız. Kendi gözlerimle gördüm, imara aykırı birçok yapılaşma bu dönemde oldu. ‘Git yap’ diyorlar. Şehrin en büyük arterlerinde bütün bunlar yapılıyor. Neden? Hesap sorulabilecek kimse yok çünkü. Fakat bütün bunların hesabını mutlaka soracağız.”

GALERİA’DA KALAN HAYVANLAR

Depremlerden sonra Diyarbakır’ın Türkiye’ye örnek olabilecek bir dayanışma sergilediğini belirten Tanrıkulu, 84 örgütün oluşturduğu Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu’nun başarısına da değinerek şunları söyledi:

“Depremden yarım saat sonra Diyarbakır’daki seksen dört örgütün kurduğu Kent Koruma ve Dayanışma Platformu toplanabiliyor. Bir araya geliyor. Kentin potansiyelini ortaya çıkartıyor. Evlerinde kalamayacak insanlar nerede kalabilirler, hangi insanda hangi iş makinesi var? Enkazın başına nasıl su göndeririz. Bunu planlıyorlar. Ve insanlara yardım, barınma, yiyecek, giyecek yardımı planlıyorlar. Başka hiçbir kentte böyle güçlü bir dayanışma ortamı ortaya çıkmadı. Evet büyük yıkımlar yaşandı ama Diyarbakır kendi kültürünün, kendi siyasi birikiminin ortaya çıkardığı bu dayanışma bütün Türkiye’ye örnek olmalı. İncelenmeli aynı zamanda.

Şimdi insana ulaştık ama başka canlılar var ulaşamadığımız. Bizim can dostlarımız var. Onlar orada, Galeria’da bırakıldı. Bu aynı zamanda buradaki anlayışı da ortaya koyuyor. İnsanlar feryat ediyorlar dostları için. Diyarbakır’da onlar için bir çaba sarf etmiyorlar ve sahiplerinin de onları kurtarması engelleniyor. Bu da arama kurtarmanın insani ve çevre dostu, hayvan dostu olmadığını ortaya koyar. Diyarbakır bakımından söylüyorum. O can dostlarımızın da hasarlı binalardan canlı olarak çıkması için, hayata dönmesi için Diyarbakır’da elimizden geleni yapıyoruz. Onun da bilinmesini isterim.”

‘SEÇİMİ ERTELEMEK ANAYASAL SUÇTUR’

Depremlerin yarattığı yıkıma rağmen seçimler konuşulmaya devam etti. Bülent Arınç’ın seçimler ertelenmeli yönündeki talebi, muhalefet partileri tarafından eleştirildi.

Tanrıkulu, “Sizce seçimler ertelenecek mi?” sorusuna şöyle cevap verdi: “Şeytanın aklına gelmeyen bunların aklına geliyor gerçekten. Seçim yasasını değiştirdiler, seçim güvenliğini ortadan kaldırdılar. Şimdi Anayasa’da olmayan başka bir yöntemle bu seçimi yaptırmama telaşı içerisindeler. Ama bu seçim zamanında yapılacak. Şunu söyleyeyim. Bakın darbe her zaman tankla, topla yapılmaz. Yani YSK üyeleri veya işte siyaset eğer bu seçimin yapılmaması için herhangi bir tutum alırsa, bu anayasaya aykırı olur. Bu da, açıkça söylüyorum. Anayasal düzene karşı suçtur. Kim bunu yaparsa mutlaka yargılanır. Anayasal düzeni değiştirmek suçundan dolayı yargılanırlar. Herkes bunu bilsin. YSK üyeleriyle sonuçta yüksek yargıçlardır, ceza hukuku karşısında bunun ne olduğunu çok iyi bilen insanlardır. Bilsinler ki sonuçta bu düzen değişecek, bağımsız ve tarafsız düzenin bağımsız ve tarafsız mahkemeleri olacak. Ve onun önünde hesap verecekler. Dolayısıyla seçimi ertelemeyi akıllarının ucundan geçirmesinler.”

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

deneme
deneme bonusudedektifdeneme bonusu veren sitelerfixbetfixbet girişmatadorbethukuk forumDijital Pazarlama Ajansımatadorbetescort gazianteponline itibarescort gaziantephaberankara laptop alım satım
dedektif | özel dedektif | fixbet giriş